Pazartesi günü Cumhurbaşkanı seçilen Donald Trump’a oy vermeye karar veren seçmenlerin, ilgili vatandaşlardan 48.000’den fazla e-posta aldığı bildirildi. Bu e-postaların ezici çoğunluğu, kendisiyle tarihe karşı çıkmak ve Trump'a oy vermek için yalvardı. Milletin güvenliği ve iyiliği için. Bu tür seçmenlerin çoğu, 11. saatte bir Trump başkanlığını durdurmak için son bir hendek çabası beklerken, Trump'a karşı çok fazla seçmen konuşmadı. Başkan seçimleri ile mutlaka aynı fikirde oldukları için değil, vatandaşlık görevi olduğunu düşündüklerini yapmaktan ve devletlerinin seçtiği şekilde oy kullanmaktan onur duydukları için.
Cumhurbaşkanı seçilen Trump'ın Demokrat aday adayı Hillary Clinton'a karşı şok edici kazanmasından bu yana, karardan memnun olmayan seçmenler, seçimin sonucunu değiştirmenin bir yolunu bulmak için çaresizce çalışıyor. Özellikle Clinton, popüler oyu 2, 6 milyon oyla kazandığından, ancak seçimleri güvence altına almak için yeterli seçim oyu kazanmadığından (270 seçim oyu gerekli; Trump 306 kazandı, Clinton ise sadece 232 kazandı). Halk oylaması kaybettikten sonra Beyaz Saray'a giren son cumhurbaşkanı, sıcak bir çekişmeli seçimde Al Gore yerine göreve başladığı eski Cumhurbaşkanı George W. Bush'du.
Seçim Koleji'nin oyu 19 Aralık'ta gerçekleşecek ve Trump eleştirmenlerinin seçim sonuçlarını değiştirmek ve kararı Kongre'ye göndermek için üç düzine seçmen seçmeleri gerekiyor. Seçim Koleji'nin 226 yılı boyunca çok az sayıda seçmen oylarını değiştirdi; Bugüne kadar, adaylar göreve gelmeden önce öldüğü için 71'i değiştirilen 157 inançsız seçmen vardı.
sadece iki seçmen, Trump'a oy vermeyeceğini söylemişti (ikisi de tesadüfen Teksas'lı); Cumhuriyetçi seçmen Art Sisneros, nedenini açıklayan bir blog yazısı yazan Trump'a oy vermek yerine görevinden istifa etti:
Eğer Trump nitelikli ve benim görevim, ahlaki ve tarihsel olarak, seçilen bir görevli olarak vicdanımı oylamaksa, o zaman Başkan olarak Donald Trump'a oy veremem ve oy kullanmayacağım. Trump'a oy vermenin Tanrı'ya şerefsizlik getireceğine inanıyorum. Gerçek şu ki Trump, benim kararım ne olursa olsun bizim başkanımız olacak.
Teksas’tan bir başka Cumhuriyetçi seçmen olan Christopher Suprun, The New York Times’ın “inançsız seçmen” (devletin oy verdiği şekilde oy kullanmayacak bir seçmen) olma kararıyla ilgili bir editör yazdı ve bazı seçmenlerden bazıları buna uyacak.
Bir sonraki cumhurbaşkanının seçimi henüz bitmedi. Vicdan seçmenleri, ülkenin iyiliği için hala doğru olanı yapabilir. Cumhurbaşkanlığı seçmenleri, vicdanlarını oylamada yasal haklara ve anayasal bir göreve sahipler.
Maalesef Suprun için, seçmenlerinin çoğu Trump'a oy vermeyi planlıyor gibi görünüyor. ABC News’e Trump’la daha genç bir adam olarak tanıştığını ve kendisinden "etkilenmemiş" olduğunu söyleyen Kentucky seçmeni Jim Skaggs bile ona oy verecek:
Umarım düşündüğümden daha iyidir. Tamamen Donald Trump'a oy vermeyi düşünüyorum. Bence bu bir görev.
Görev, seçmenler arasında e-postalarla boğuşmaya devam ettikçe vızıltı gibi görünüyor. Arizona seçmeni Carol Joyce şöyle dedi:
Bana bilgisayarımda büyük sıkıntı yarattılar, orası kesin. Günde binden 3, 000 e-postaya kadar her yerde ortalama. Ve normal posta kutuma önümden sızıyorum - ülkenin her yerinden Washington eyaleti, Oregon'dan günde 17 ila 35 mektup geliyor. Bunlardan bazıları beş ya da altı sayfa uzunluğunda el yazısıyla, Federalist Belgeler'i, Anayasa'dan alıntı yaparak, tekrar Donald Trump'a oy vermemek için çaresizlikten çıkmamı istedi.
Ancak günün sonunda, Seçim Koleji'nin çoğunluğu gibi, Trump'a oy vermeyi planlıyor.
